Radikal yazarı Armağan Çağlayan'a konuşan Cenk Eren ", "Gece hayatının muhafazakarlaştığına çok katılmıyorum. Eskiden mafya ilişkilerinin olduğu bir gece hayatı vardı. Ama son 10 yılda bunların çoğu hemen hemen bitti. AKP zamanında gece hayatı düzeldi diyebilirim" diyor.
Eren'e göre Başbakan ters köşe yapacak, Cumhurbaşkanı Binali Yıldırım olacak!
İşte Armağan Çağlayan'ın Cenk Eren ile röportajı
Cenk Bey siz gece hayatında mekan sahibisiniz. Türkiye giderek muhafazakarlaşıyor mu yoksa gece dışarı çıkan insanların hevesleri mi yok?
Ben 5 yıldır gece hayatı piyasasındayım. Şunu diyebilirim eğlenceli anlayışında bir farklılık mevcut. İnsanlar artık dışarı çıktığında iyi bir yere gidip iyi yemek yiyeyim, iyi müzik dinliyim istiyorlar. Bunlar bir arada olmayınca tercih etmiyorlar. Muhafazakarlaştığına çok katılmıyorum. Eskiden daha sıkıntılıydı. Özellikle canlı müzik olan yerlerde kavgaların, gürültülerin yaşandığı mafya ilişkilerinin olduğu bir gece hayatı vardı. Ama son 10 yılda bunların çoğu hemen hemen bitti. Kavgalar, gürültüler çıkaran insanlar yok oldu. Bu yüzden AKP zamanında gece hayatı düzeldi diyebilirim.
Müşteri profili değişti mi?
Başka bir jenerasyon geldi. Önceden haftada 3- 4 gün dışarı çıkan insanlar şu an ayda bir kere dışarı çıkmayı tercih ederken, yerlerine çocukları, gelinleri, damatları çıkıyor. Değişen bir profil yok.
Yeni bir tartışma var şuan; Türkiye’de popstar yetişmiyor deniyor. Bütün starlarımız yaşını almış kişiler. Sizce neden yeni starlarımız olmuyor?
Örneğin Tarkan’a bakalım. Tarkan’ın döneminde çıkan 4-5 kişi, Kenan Doğulu, Burak Kut, Mustafa Sandl, Serdar Ortaç... O dönem bu kişiler 30 kişi içinden çıkmadı. Zaten bu kadarlardı. Şu an sıkıntı olan bu; 100 kişi var, 100 kişinin içinden de birkaç tane çıkıyor ancak. Örneğin Murat Boz, Murat Dalkılıç. Bir insanın star olması için illa ki 20 yaşında olması gerekmiyor. 20 yaşında starlığa başlanmış olsa zaten ancak 10 senede olgunlaşıyorlar. 20 yaşında star olunmuyor.
“Bu hükümet gece hayatını bitirdi” diyen kişiler var etrafımda. Bu doğru mu sizce?
Hiç öyle bir şey yok. Bunun hükümetle alakası yok. Hükümet şarkı söylenen, içki içilen yerleri kapatmıyor ki. Canlı müzikte bir gerileme olduğu doğru. Ancak bunun iktidarla bir alakası yok.
Eskiden bir kaset çıkardı ve şarkılar hemen yayılırdı. Şimdi öyle değil; Hande Yener’in şarkısının tutması bile altı ay sürdü..
Çünkü artık yüzlerce şarkı geliyor. Eskiden bir tek televizyon vardı ve herkes onu izliyordu. Önceden üretim azdı. Şimdi yüzlerce kanal, radyo var. Herkes farklı bir şey dinliyor. İnsanlara kendini duyuramıyorsun. Bu yüzden bu sektörde tutunmak çok zor. Bu işi yapacak insanların Allah yardımcıları olsun.
Twitter’da zaman zaman aktifsiniz, bazen de hiç yoksunuz. Aktif olduğunuz zamanlarda da sinirlisiniz, neden peki?
Evet. Ben iki yıldır Twitter kullanıyorum. İlk sene pek anlayamadım nasıl kullanacağımı. O dönem soru cevap şeklinde olacak sanıyordum. Yazdığım şeye ağır cevaplar geliyordu anlayamıyordum. Artık çok aldırmıyorum. Ben yalız bir insanım, Twitter iyi arkadaş oluyor bana. Çok önemli insanlarla da tanıştım. Ama bazen çok ağır şeyler yazıyorlar ve ben de altında kalmak istemiyorum.
Geçen gün şöyle bir tweet’inize rastladım; “Beni AKP’li olmakla suçluyorsunuz ama Soma faciası sırasında hiçbirinizin benim kadar sesi çıkmıyor. Ey sanatçı arkadaşlarım neredesiniz?”
Aynen öyle söyledim. Bir olay olduğunda hemen bir konser yapalım, bir şey yapalım deniyor. Bu konserlik bir iş değil. ILO sözleşmesi neden imzalanmıyor diye konser yapılsa anlarım. Herkes duyar en azından. Göz boyamak için bir şey yapılmasına tahammül edemiyorum.
Sizi AKP’li olmakla mı suçluyorlar?
Beni zaman zaman AKP’liler, zaman zaman CHP’liler zaman zaman MHP’liler zaman zaman HDP’liler de eleştiriyor. Ben iktidar doğru bir şey yapıyorsa destekliyorum, yanlış bir şey olduğunda da söylüyorum. Bir şeye körü körüne bağlanmak durumunda değilim ki.
Önceden sanatçılar politikanın içinde olmazdı. Şimdi sosyal medya insanları politize etti denebilir değil mi?
Ama olmak durumundalar. Her zaman da yediğin yemek paylaşılmaz ki. Buradaysan bir cevap vereceksin. Her şey için demiyorum bunu. Ama Türkiye yangın yerine döndüyse, ortada çok önemli bir durum varsa ben apolitiğim denilemez.
Kinci misiniz peki?
Bana yapılan bir şeyi asla unutmam. Çok canımı yakan bir insana karşı iyi davranamam tabi ki.
Gece hayatı piyasasında ayakta kalmak çok zor mu?
Oldukça zor. Sürekli mücadele ediyorsun. Ayakta kalmak için kafanın arkasına iki göz daha taktırman lazım.
İnsanlara göre çok kolay para kazanıyorsunuz.
Ben buna çok gülüyorum. Tabi ki biz başkalarına göre daha fazla kazanıyoruz. Ama bu parayı kazanırken ben belki sağlığımı kaybettim. Bu kadar yoğun bir tempo, stres sizin ruh sağlığınızın kaybolmasına da neden oluyor. Ben çok sakin bir hayat istiyorum mesela. Ama bu işi yaparken imkansız. Bizim sektörde mücadele daha zor. Bu sektörde insanlar çok düşmanca davranıyor birbirlerine. Bir bakıyorsun arkasından konuşmuş, bir bakıyorsun can ciğerler. Kısacası bu piyasada ayakta kalmak çok zor.
Şimdiki aklınızla bu piyasaya girer miydiniz?
Girmezdim asla. Ayakta kalabilmek için kendinden çok ödün veriyorsun. En kötüsü buna bir zaman sonra alışıyorsunuz.
Siz pavyonda da çalıştınız geçmişte. Pavyon daha mı zor?
Pavyon çok daha iyidir. Pavyon öyle göründüğü gibi bir yer değildir. Buradaki popüler mekanların çoğu pavyonlardan çok daha kötü durumda. Aileler çocukları için pavyonlardan değil, büyük şehirlerdeki bazı mekânlardan korksunlar.
Hani “pavyona düşmüş” diye bir tabir vardır ya, inşalar pavyonları tekin yerler olarak görmez.
Onlar çok eskilerde kalmış, artık öyle şeyler yok. Eskiden Anadolu’dan gelip İstanbul’da pavyonda sıkıntı çekenler için kullanılırdı o tabir; ama şimdi bazı popüler yerlerde çalışan insanlar için de aynı tabir kullanılabilir.
Siz eskiden Nükhet Duru ile yaptığınız gibi Ayşegül Aldinç ile yeni bir ikili mi oluşturdunuz?
Ayşegül Aldinç’le hiçbir şey yapmadık biz, sadece konuştuk ama kendisi çok yoğun. Keşke olsa çok isterim.
Single çıktı, klip yayınlandı. Sonuçlarından memnun musunuz? Benim zaten bir adım var, yeni single’lar çıkarmasam da olur diye düşündüğünüz oluyor mu?
10 sene öncesine kadar albüm çıkarmayı, konser vermeyi çok önemsiyordum; ama artık son 5-6 yıldır kendi mekanımı da açtıktan sonra bu düşüncem biraz değişti. Ben albüm şarkıcısı değilim. İnsanlar benden yeni şarkı değil, yeni şarkı performansı bekliyorlar ve ben bu konuda tek gibiyim. Ben albüm de yapabiliyorum, gece kulübü de yapabiliyorum, konser de yapabiliyorum. Son single’ımı çok sevdim de yaptım. Yeni şarkıcılar sürekli yeni şarkılarıyla gündemdeler. Bana Twitter üzerinden “Cenk bey klip izlenme oranınız az sterseniz yükseltebiliriz” diyorlar, benim böyle şeylere ihtiyacım yok. Bazılarının klibi çok izleniyor ama hiçbir yerde görmediğimiz insanlar oluyor. Bu son klibin izlenme oranı 100 bin oldu. Bazılarınınki çok izleniyor ama bence bu gerçekçi değil.
Gece hayatı trendlerini mutlaka takip ediyorsunuzdur. Siz bunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Canlı müzik mekanları Türkiye’de asla popülaritesini yitirmez. Canlı müzik mekânları biraz yaz mevsimine kaymış olsa da, gelecek yıllarda çok büyük bir değişim olmaz. Pavyonlar da televizyon endüstrisi yüzünden neredeyse bitti diyebiliriz.
Ben öyle düşünmüyorum. Bence çok para isteyen solistler yüzünden bitti.
Aslında çok para istemelerinin nedeni, televizyondan çok büyük paralar elde etmeleri. Bir süre sonra pavyonlarda kazandıkları para onlara az gelmeye başladı. Dizi oyuncularında da aynı durum var. Çok yetenekli oyuncular, o kadar oyuncunun arasında kayboluyorlar. Dizi oyunculuğuna çok talep var, şarkıcılığa da çok talep var. İnsanlar benden kendilerini ünlü yapmamı istiyorlar. Ben de onlara diyorum ki, kendinize ve sesinize güveniyorsanız, internete yükleyin eğer yetenekliyseniz ünlü olmak kolay.
BAŞBAKAN TERS KÖŞE YAPACAK
Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz?
1 ay önce Twitter’da sonucun bu olacağını yazmıştım. “Acaba çatı aday Ekmeleddin olabilir mi?” diye yazmıştım, her yerden olumsuz mesajlar yağmıştı, ben de silmiştim. Kendisini tanımıyorum ama uzun zamandır takip ediyorum. Entelektüel ve düzgün bir adam. Mısır’daki darbeyi kınamadığı için AKP hükümetine ters düşmüştü, AKP ile ters düşen birini seçeceklerini tahmin ettiğim için onun adını söylemiştim. Bence başbakan bir ters köşe yapacak. Cumhurbaşkanlığı makamını her siyasetçi ister. Tayyip Erdoğan sistem değişikliği istiyor. Halkın sana bir güveni var ama anayasada sorumsuzsun. Ben üç dönem şartını kaldıracağını ve cumhurbaşkanlığına Binali Yıldırım’ı çıkaracağını, 2015 seçimlerinde sonra da başkanlık sistemini getirerek Binali Yıldırım’ı cumhurbaşkanlığı görevinden geri alıp başbakanlığa geçeceğini, kendisin başkan veya yarı başkan olarak göreve devam edeceğini düşünüyorum.
Bu senaryoda Abdullah Gül yok mu?
Nispeten iyi bir cumhurbaşkanlığı yaptı. Bizde tarafsız bir cumhurbaşkanı yok zaten bir anda o gömlek çıkarılamaz. AKP’nin getirdiği tüm yasaları onayladı. En tarafsız cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer’di. Türkiye’de başkanlık sistemi bence en uygunu; çünkü bakanlar dışardan gelecek. Tayyip Erdoğan 100 yaşına kadar yaşamayacak ki. Biri gider biri gelir.
Biliyorsunuz Bakanlar Kurulu'ndan geçen Kürt çözüm süreci yasası meclise gitti ve bakanlar kuruluna PKK yöneticileri ile görüşme yetkisi verildi. O görüşmeleri yapanların artık vatan hainliğinden yargılanmayacağı belirlendi. Sizce bu Kürdistan’a doğru bir gidiş mi?
Abdullah Öcalan diyor ki bizim amacımız bağımsız bir Kürdistan değil, beraber yaşamak, özerklikler olsun yerel yönetimler olsun. Yerel yöneticiler siyaset dışıdır bu güzel bir şey. Özerklik ana dilde eğitim olmalıdır. Zaten Türkiye’deki 15 milyon kişi liderini Abdullah Öcalan olarak görüyorsa, onunla görüşmeye gidenlerin cezalandırılmaması gerekir, sevseniz de sevmeseniz de. Filistin’de de böyle, dünyada da böyle. Barış için bazı şeyler unutulmalı. Ben Kürtler ve Türklerin dünya üzerinde birbirine en yakın iki millet olduğunu düşünüyorum.
28 yıldır bu sektördesiniz, affetmeyeceğiniz insanlar var mı bu piyasada?
Evet var. Hayatımı zindan eden insanlar cehenneme gitse, oraya gidip onlarla orda bile uğraşırım. O derece affetmeyeceğim insanlar var. Zaten benimle karşılaşmamaya çalışıyorlar.